By Sosyo Politik Saha Araştırma Merkezi Koordinatörü eski PKK’lı Yüksel Genç, PKK’nın fesih kararını, alınan kararın çok değerli ve çok büyük bir fırsat olarak değerlendirdiğini söyledi.
Beklenen, lakin bana epey gecikmiş bir karar olduğunu söz eden Genç, “Çünkü 26 yıl evvel biz, barış ve demokratik tahlil kümesi olarak geldiğimizde silahsız uğraşın yollarını açmak için çok uğraştık. Gelişimiz ve sonrasında tutuklandık da. 1999-2004 ortasındaki süreç, aslında Türkiye’nin 50 yıllık süreç içerisinde yaşadığı negatif barış sürecinin en uzun ve en değerlilerinden biriydi. O periyot içerisinde mevt sayısı bir elin parmak sayısı kadar bile geçmedi. O kadar değerli bir süreci ne yazık ki periyodun siyasal aklı değerlendiremedi. O günden bugüne ne yazık ki 10 binlerce genç öldü. Hem Türk, Kürt ve farklı topluluklardan. Ne yazık ki toplumlar ortasına çok büyük uçurumlar, yarıklar girdi” dedi.
“HER KESİTE İŞ DÜŞÜYOR”
Genç, Kürt sorununun demokratik siyasal araçlarla çözülebilecek evrede olduğunu söyleyerek, “Demokratik ve siyasal araçların önü açılır ve bununla ilgili yürekli adımlar atılır, gerekli yönelimler sağlanabilir ise, Kürt sorunu bir çatışma sıkıntısı olmaktan çıkar, bilakis 100 yıllık Türkiye Cumhuriyeti’nin eksik ayağı olan demokratikleşmeyi tamamlayarak kendi çoğulcu kimlikleri etrafında yeni bir toplum kontratı ile bölgede, hatta bölge devletlerine ve bölgedeki çatışmalara bir model ve örneklik teşkil edebilir. Bu fesih kararının bu türlü bir değeri var” diye konuştu.
“Bundan sonra benzeri sorunlarda şayet Türkiye örneği başarılı olur ise emsal örneklerde çatışmalar yerine siyasal kanalların tesirli kullanımıyla kimlik problemlerinin ve tahminen sınıf meselelerini ve farklı inanç niyet sıkıntılarının giderilmesine dönük muazzam bir tecrübe daha çıkmış olur” diyen Genç, “Bunun karşılık bulabilmesi için bundan sonra asıl olarak hükumete, iktidara, devlete, meclise, siyasal partiler, muhalefete, sivil topluma ve geniş çapta aslında bütün toplumsal dokulara hatta bölgesel ve diplomatik çevreler de iş düşecek üzere görünüyor” dedi.
BAHÇELİ ÇOK ISRARLI BİR SÜREÇ İŞLETTİ
Silahsızlanma kararı almanın diğer bir şey, buradan kalıcı barış üretmek öbür bir şey olduğu değerlendirmesinde bulunan Genç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Kürt sorununda tahlil tartışmaları ateşkes ilanları 1993’ten beri mütemadiyen gelişti. O denli olmakla birlikte 99-2004 çok özel bir yere sahip. Bugünün kuralları, talepleriyle çok uyumlu. 2009-2011 Oslo süreci çok özgün bir yer. 2013-15 barış ve tahlil süreci çok özel bir yerdi. Bütün bunların deneyiminden ortaya çıkarak bu süreç yürürdü. Onu görmek gerekiyor, o deneyim ne yapılırsa süreç akamete uğramadan sürdürülebilir, ne yapılması akamete uğrarın her şeyden evvel tecrübesini içeriyor. Bu tecrübesi edinmiş olan siyasal yapı ve aktörler, biraz dünya örneklerinden epeydir farklı atipik olmayan bir süreç işletseler de, çok kapalı devre bir süreç işletseler de, değerli bir eşeğin aşınmasını sağlamış görünüyor. Bunda birincisi geçmiş tecrübeler edinilmiş derslerin değerli olduğunu söylemek gerekiyor. Umarım kalıcı barış ve tahlil sürecine dönük evrede o geçmiş tecrübelerden önemli manada dersler çıkararak yürür. Meğer bugün hem Bahçeli bu hususta çok ısrarlı bir süreç işletti. Hem Öcalan baştan itibaren sorumluluğu direkt üstüne aldı. Çok kıymetli bir sorumluluk aldı çok riskli bir sorumluluk aldı aslına bakarsanız.”
“TÜRKİYE ÖNCÜ HALE GELECEK”
Bölgesel kurallar ve bölgede 100 yıllık yapılanmanın ve paradigmanın çökmüş olması ve yeni yapılanmanın, yeni paradigma inşaat sürecinin Türkiye’ye getirdiği hem riskler, hem imkanların mevcut olduğunu kaydeden Genç, “Yeni devlet aklı, iktidar aklı hem riski, hem imkanları Kürt probleminin çözülmesi halinde değerlendirilebileceğinin farkında. Kürt problemini çözerek demokratik bir Türkiye’nin yine inşası sağlanabilir ise, yeni yüzyılda bölgenin yeni yüzyılının paradigmasını Türkiye, öncü bir hale gelebilecek. Üstelik yüzyıllık paradigmanın münasebetlerini sağlayan devle- siyaset sistemlerinin çöküş riskinin ortaya çıkardığı birtakım meselelerden da kendisini korumuş olacak. Nihayetinde de Türkiye’de 100 yıl evvel kurulmuş bir Cumhuriyet olduğunu unutmayalım” biçiminde konuştu.
“TÜRKİYE ROL MODEL OLABİLİR”
Siyasi aktörlerin bu mevzuda ısrarı gayesi bu türlü konjonktürün sağlıklı okuyor olmaları ve bu konjonktürün ortaya çıkarabilecekleri konusunda gelecek fırsatlarını öngörmüş olmalarının kuşkusuz kıymetli olduğunu belirterek, kelamlarını şöyle tamamladı:
“Zaten siyasal aktörler kışkırtıcı ve reddi yaklaşmış olsaydı ve baştan itibaren sürecin gelişim seyrini tıkamış olsaydılar Türkiye, bilhassa 2000’lerle bir arada orta Doğu’da ortaya çıkan kırılmaların ve risk hanesinin yöneldiği bir ülke pozisyonuna gelebilirdi. Yönetenler bunun çok farkındalar. O yüzden hem Bahçeli, hem Erdoğan, hem Öcalan taban bir konsensüsün, barışta konsensüsün kıymetli bir yol aldığını düşünüyorum. Alınan kararın yasal tüzel bağlamlarının karşılıkları oluşturulur ise bürokratik, siyasal dönüşümleri ve toplumsal zıtları kurulur ise kelamın başında da söylemiştim Türkiye, rol model olabilir. Orta Doğu yeni yeni yüzyılın paradigması şekillendirirken bölgede biraz İsrail odaklı, İsrail merkezi şekillendirilmek istenirken Türkiye, şayet Kürt problemi ve Kürtlerle kurduğu ittifakı sağlıklı yürütebilirse ya da ittifak yürütebilirse Orta Doğu’da domine edici bir güç olarak açığa çıkacak. Orta Doğu’nun yeni yüzyılında bir barış istikrarı ve demokrasi istikrarı olarak açığa çıkacak. Çok değerli bir şey olur. Kürt problemini çözebilen ve Kürtlerle barışan bir Türkiye, dönüşen bir Türkiye, Orta Doğu’nun bir rol modeli olacaktır nedeni bu bütün bunların olabilmesi için gerçekten pratik kimi uygulamalardan birtakım riskleri üstlenmekten yürekle adımlar atmaktan da imtina etmemek gerekiyor aslı artık başlıyor iktidar devlet Siyasal sistemler hukuk sistemleri meclis açısından temel artık başlıyor zira artık sorumluluk sırası bu kararın pratikleşmesini sağlayacak düzlemleri ve düzenlemeleri yapma iradesi ve ona sahip olanlar da hasebiyle Türkiye’deki Siyasal aklın devlet hakkının ve toplum hakkının temel işi artık başlıyor.”
DAĞ TAKIMINDA 4 YIL KALDI
Terör örgütünün dağ takımında 4 yıl kalan Yüksel Genç, 1999 yılında 8 kişilik PKK’lı kümeyle barış için Türkiye’ye gelmişti. 5 yıl cezaevinde kalan Genç, 2004 yılında tahliye olmuştu.
