By ETRAF, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “Terör örgütü kendini feshetme kararı aldı. PKK terör örgütünün silah bırakması bu milletin iradesinin, kararlılığını ve kardeşliğinin zaferidir. Biz bu topraklarda bin yıldır biriz, beraberiz. Türk’üyle, Kürt’üyle, Laz’ı, Çerkez’i, Arap’ı ile Türk milletinin önü sonuna kadar açık, geleceği aydınlıktır. Hepimiz bu süreçte dostça, kardeşçe üzerimize düşeni eksiksiz bir halde yapacağız” dedi.
Etraf, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) tarafından düzenlenen ‘2’nci Uludağ Etraf Forumu’na katıldı. BTSO Başkanı İbrahim Burkay, Bursa Valisi Erol Ayyıldız, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Yıldırım Belediye Lideri Oktay Yılmaz, ilçe belediye liderleri, Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz ve iş insanlarının da yer aldığı forumun açılış konuşmasını gerçekleştiren Kurum, Türkiye’nin iklim kriziyle uğraş siyasetlerine değindi.
Bakan Kurum, “Türkiye olarak 2016 yılında Paris Mutabakatı’nı imzaladık. Fakat altını çizerek söz etmek gerekirse, adaletsiz uygulamaları da şerh olarak düştük. Nedir bu şerh, Türkiye’nin büyümesine, Türkiye’nin kalkınmasına, Türkiye’nin istihdamına halel getirmeyecek formda. Yani bir taraftan büyüyeceğiz, bir taraftan gelişeceğiz. Lakin bir taraftan da o tabiatımızla uyumlu, sanayi ihtilalini kaçırmış, inşallah o döngüsel iktisattaki fırsatı kıymetlendirmiş bir ülke olarak bu süreci takip ediyoruz ve bu süreçle ilgili kararlı adımlarımızı atmaya uğraş gösteriyoruz. Zira bizim net bir amacımız var. Biz bir yandan büyük ve güçlü Türkiye için çalışmakta azimli olacağız. Öte yandan global sistemin o çürümüş yanlarını budamaya devam edeceğiz” dedi.
‘KARBON EMİSYONUNU HESAP ETMEYENLER TİCARETİNİ SÜRDÜREMEZ’
Türkiye Yüzyılı Vizyonu ve 2053 Net Sıfır Emisyon Gayesi ile ilgili hazırlanan hareket planına işaret eden Bakan Kurum, şunları söyledi:
“En fazla ham unsur kullanan ve döngüsel iktisada geçiş potansiyeli en yüksek olan bölümlerimizi, birer birer belirledik. Bilim insanlarımızla, sanayicilerimizle, üreticilerimizle birlikte. Bugün temsilcileri de ortamızda olan ambalaj, elektronik, bilgi teknolojileri, bilgi, besin, inşaat, plastik ve dokumacılık bölümlerimiz bunların başında geliyor. Artık bundan sonra üretim modellerimizi değiştirmek, güncellemek durumundayız. Yani eski formüllerle ürettiğiniz eserlerin pazarda rastgele bir karşılığı yok. Ben açık ve net söylemek zorundayım. Bugünün şartlarında karbon emisyonunu hesap etmeyenler, etrafa, tabiata uyumlu üretim yapmayanlar ticaretini güçlendiremez ve hatta hatta sürdüremez. İşte Avrupa’nın tahminen de son 50 yılda ortaya koyduğu en kararlı siyaset ortada. Biz Türkiye olarak ticaretimizin, ihracatımızın yüzde 50’den fazlasını Avrupa Birliği ülkelerine yapıyoruz. 2019’da açıkladıkları Avrupa Yeşil Mutabakatıyla ekonomik bir dönüşümün kapılarını tüm dünyaya açtılar. Bu hususta çok kritik kısıtlamalar getirdiler. Biz de bu süreci fırsata dönüştürecek hazırlıklarımızı titizlikle yaptık. Endüstride yeşil dönüşüm için yeni bir sayfa açtık. Artık sanayi tesislerimiz, Endüstride Yeşil Dönüşüm Evrakına sahip olacak. ve ticaret kısıtlamalarına katılmayıp, orada rastgele bir kısıtlamaya takılmadan, finansmana çok daha süratli bir halde ulaşacaklar.”
‘KIZILCAHAMAM VE SAKARYA’YI PİLOT VİLAYET BELİRLEDİK’
Sıfır Atık Projesine de dikkat çeken Bakan Kurum, şöyle konuştu:
“Saygıdeğer Emine Erdoğan Hanımefendi’nin öncülüğünde yürüttüğümüz Sıfır Atık Projesinde de yeni bir basamağa geçiyoruz. Etraf Ajansımızla depozito idare sistemi için gerekli altyapı çalışmalarını tamamladık ve Kızılcahamam’dan sonra, Sakarya’yı da depozito sistemimiz için pilot vilayet belirledik. Böylece bu sistemi 81 ile yayarak geri dönüşümde hem vatandaşımızın hem de etrafımızın kazanacağı bir sürece daima birlikte girmiş olacağız. İnşallah daima birlikte bu çabayı sürdürecek ve 2053 yılına kadar alüminyumdan çeliğe, çimentoya kadar birçok aklınıza gelen bölümde emisyon azaltımı sağlayacağız. Nedir emisyon azaltımı, havayı daha pak hale getireceğiz. Ülkemizi, kentlerimizi daha yaşanabilir hale getireceğiz. ve bir taraftan da üretimimize devam edeceğiz. Yani ithalatımızın büyük oranda güçten kaynaklı olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu nedenle güç kesiminde yenilenebilir gücün hissesini inşallah 2035 yılında yüzde 65’e çıkaracağız. Yani güneşimizden, rüzgarımızdan, havamızdan, suyumuzdan istifade ederek ithalatımızı azaltacak, yerli, ulusal imkanlarla üretimimizi yapmaya çalışacağız. Tüm bu çalışmaların yardımıyla aslında iklim değişikliği sürecini, bir bakıma fırsata çevirerek sanayicisinin o iklim finansmanına erişimini kolaylaştırmış, her alanda, her bölümde büyümesini ve kalkınmasını en yüksek noktaya taşımış ve canlı-cansız tüm doğal varlıklarını gözü üzere koruyan bir Türkiye’ye daima bir arada ulaşacağız. Savla söylüyorum, Türkiye Cumhuriyeti 2053 net sıfır emisyon gayesine, beklemeden 2053’ten çok daha evvel ulaşacak Türkiye Yüzyılı, yeşilin, mavinin ve tabiat muhafazanın yüzyılı olacaktır.”
‘BELEDİYELERİMİZ MÜSİLAJA KARŞI GÖREVLERİNİ GEREĞİNCE YERİNE GETİRMİYOR’
Konuşmasında, Marmara Denizi’ndeki müsilaja da değinen Bakan Murat Kurum, yerel idareleri eleştirerek, “İklim değişikliğine bağlı natürel deniz suyu sıcaklıklarının yükselmesi, gerekli tedbirlerin alınmamasıyla, kirlilik yükünün artması maalesef Marmara’da müsilajın tekrar görülmesine sebep oluyor. Bakanlık olarak müsilaja karşı belediyelerimizle ortak mutabakatla bir masa etrafında aldığımız aksiyon planına sadık bir halde çalışıyoruz. Fakat üzülerek tabir etmem gerekir ki; aksiyon planında bir arada çalıştığımız, birlikte hazırladığımız ortak mutabakatla imza altına aldığımız belediyelerimiz görevlerini gereğince yerine getirmiyor. Ben Marmara’ya kıyısı olan tüm belediyelerimizden, vakit geçirmeden, artık çok geç olmadan doğamıza verdiğimiz sözleri yerine getirmelerini bekliyorum. Müsilaj ve gibisi meselelerin yine yaşanmaması için, kelam verilen atık su arıtma tesisleri artık yapılmalı. Burada bekleyecek bir vakit kalmadı. Bakın bugün buradan çıkınca Nilüfer Çayı, Gemlik Körfezi ve İznik Gölü’nde incelemelerde bulunacağız. Bu tabiat mükemmellerini, Bursa’yı Bursa yapan bu hoşlukları biz korumakta kararlıyız. Kilometrelerce uzunluktaki tüm bu doğal alanlarda etraf kirliliğine çok net söylüyorum; sanayicisi de belediyesi de orada üretim yapanları da bu konuda dikkat edecek. Burada biz kirliliğe asla müsaade vermeyeceğiz” diye konuştu.
‘MARMARA’DA YAŞANACAK ZELZELE, TÜRKİYE İÇİN BEKA PROBLEMİ OLACAKTIR’
6 Şubat’tan sonra zelzele bölgesinde yürütülen kentsel dönüşüm çalışmalarıyla ilgili de açıklamalarda bulunan Bakan Kurum, İstanbul başta olmak üzere Marmara Bölgesi’nin tamamında da çalışmalarının hızlanması gerektiğini belirterek, şunları söyledi:
“Biz ‘Türkiye Yüzyılı’na ulusal güvenlik sorunu dediğimiz sarsıntısı, kentlerimizden ve orada vatandaşımızın gündeminden bir an evvel çıkarmak istiyoruz. ve burada da zelzele dönüşümünü, kentlerimizin, ülkemizin tek gerçeği olarak kabul ediyoruz. Asrın felaketinde hepimiz üzüldük, ağladık ve 11 ilimiz için seferber olduk. Bugün 11 vilayette yaşayan 14 milyon vatandaşımız öbür kentlere göç etmek zorunda kaldı. Lakin hiçbir vakit dizlerimizin üstüne çökmedik. Tahminen dünyada hiçbir ülkenin altından kalkamayacağı örnek bir çalışmayla, 11 vilayetimizde şu anda adeta bir Avrupa ülkesi büyüklüğünde kentler inşa ediyoruz. Şu an teslim edeceğimiz konutların tamamının imali 11 vilayette, ilçelerde, köylerde, 3 bin 500 şantiyede başlamıştır. 182 bin işçi, personel, mühendis kardeşimiz bu mücadeleyi yapıyor. ve 201 bin yuvamızı 2 yıl bitmeden depremzede kardeşlerimize, vatandaşlarımıza teslim ettik. İnşallah 250 bininci konutumuzun anahtarlarını da önümüzdeki ay Sayın Cumhurbaşkanımız ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’in teşrifleriyle Kahramanmaraş’ta teslim edeceğiz. ve inşallah yıl sonuna kadar da vatandaşlarımıza, oradaki kardeşlerimize, oradaki hemşehrilerimize kelam verdiğimiz 453 bin konutu tamamlayarak, meskenine girmemiş tek bir afetzede kardeşimizi bırakmayacağız. Zelzele bölgesindeki tüm bu çalışmalarımız bittikten sonra başta İstanbul olmak üzere Marmara’ya odaklanacağız. Neden, Marmara ülke üretiminin, istihdamının yüzde 50’den fazlası. Yani Marmara’ya hepimizin gözü üzere bakması lazım. Her şeyden değerli, her şeyden bedelli. Biz zelzele bölgesinde edindiğimiz tecrübeyi Marmara’daki vilayetlerimize aktaracağız. Başta İstanbul olmak üzere. 23 Nisan İstanbul zelzelesi hepimiz için büyük bir ihtardır. Bursa’mız etkilendi, Yalova’mız etkilendi, Tekirdağ’ımız etkilendi. Marmara’nın incisi olan Kocaeli’miz etkilendi. ve bu manada işte iktisadın yüzde 50’sinden fazlasının gerçekleştiği Marmara’da yaşanacak bir sarsıntı, Türkiye’miz için direkt doğruya beka problemi olacaktır. Bu vesileyle her fırsatta yaptığım çağrıyı yineliyorum. Kentsel dönüşüm bugün artık belediyelerin, özel dalımızın en öncelikli sorumluluğudur, çalışma alanıdır. Daima birlikte el ele vereceğiz. Nasıl 6 Şubat sabahı el ele verdiysek, kentlerimizi, sanayi alanlarımızı ve bu manada kentin altyapısını sarsıntıya dirençli hale getireceğiz. Üreticimizle bu manada büyümeye, ticaretimizi güçlendirerek yol yürümeye daima birlikte devam edeceğiz.”
‘BELEDİYELERİ VE ÖZEL BÖLÜMÜ SARSINTI SEFERBERLİĞİNE DAVET EDİYORUM’
Bursa’da da bir an evvel zelzeleye karşı dirençli konutlar yapılması gerektiğini söyleyen Kurum, “Bursa’da da sarsıntı dönüşümünün hızlanması koşuldur. Yeşil Bursa’yla uyumlu bir halde. Yeşili gözeten, koruyan bir zelzele dönüşümünü, sanayi dönüşümünü, burada daima birlikte gerçekleştirmek durumundayız. Bakanlık olarak, Ticaret ve Sanayi Odamızla ve belediyelerimizle birlikte kentin merkezinden başlamak üzere, öncelikli sanayi alanlarını dönüşümüne sürat vereceğiz. ve bu noktada belediyelerimizi, özel dalımız ve halkımızı, Bursalı hemşehrilerimi güç birliğine ve zelzele seferberliğine davet ediyorum. Sayın Valimize de gerekli talimatları verdik. Kendisiyle istişare ettik ve valimiz bu hususta kentte sarsıntı dönüşümünün uyumunu yürütecek. Büyükşehir belediyemiz, ilçe belediyelerimiz, vatandaşımız, sanayicimiz, üstüne düşen vazifeyi daima birlikte gerçekleştirecek. Biz de bakanlık olarak valimizin uyumunda yürütülen, alınan kararların hepsinin destekçisi olacağız” tabirlerini kullandı.
‘ÜLKEMİZ İÇİN TARİHİ BİR EŞİK’
Terör örgütü PKK’nın fesih ve silah bırakma kararına da değinen Bakan Murat Kurum, “Ülkemiz için tarihi bir eşik olan gelişmeye de değinmek isterim. Bildiğiniz üzere terör örgütü kendini feshetme kararı aldı. Ben inanıyorum ki bu kararla birlikte Türkiye yeni yüzyıla daha güçlü, daha müreffeh bir ülke olarak girecektir. PKK terör örgütünün silah bırakması bu milletin iradesinin, kararlılığını ve kardeşliğinin zaferidir. Biz bu topraklarda bin yıldır biriz, beraberiz. Türk’üyle, Kürt’üyle, Laz’ı, Çerkez’i, Arap’ı ile Türk milletinin önü sonuna kadar açık, geleceği aydınlıktır. Hepimiz bu süreçte dostça, kardeşçe üzerimize düşeni eksiksiz bir biçimde yapacağız. Ben bu cennet vatanı ve aziz milletimizin terörden, şiddetten, kaostan uzak olduğu huzurun, barışın ve istikrarın hakim kılındığı bir devir için tüm gücümüzle çalışacağız” dedi.
