By Bursa’nın Gemlik Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Hüseyin Dalarel, havalar ısındıkça yüzeye çıkan müsilajın yumurtaları da beraberinde üst taşıdığını belirterek, “Bu da yumurtaların ölmesine ve üreme periyodunun çok verimsiz geçmesine yol açıyor.” dedi. Gemlik kıyılarında müsilaj kıyıyı büsbütün kahverengi örtüyle kapladı. İmgeler ise yürekleri sızlattı.
Kooperatif Başkanı Dalarel, yaptığı açıklamada, Gemlik Körfezi ve Marmara Denizi’nin birçok yerinde eylülden bu yana görülen müsilajın deniz yüzeyi sıcaklığının yükselmesiyle daha net ortaya çıkmaya başladığını ve adeta bela olduğunu söyledi.
Genellikle tabanlarda olan, balıkçılara önemli ziyanlar veren müsilajın birçok noktada yüzeye çıktığını aktaran Dalarel, deniz yüzeyinin Gemlik’in kimi yerlerinde adeta bataklık üzere göründüğünü anlattı.
Dalarel, 15 Nisan’da av yasadığının başladığını, balıkların üreme devrinde olunduğunu lisana getirerek, şöyle konuştu: “Müsilaj yüzünden balıklar zati yeteri kadar yumurta bırakamadı. Bırakılan yumurtaları da müsilaj şimdilerde yüzeye taşıyor. Bu da yumurtaların ölmesine ve üreme periyodunun çok verimsiz geçmesine yol açıyor. Deniz tabanında de üzerini kapladığı yumurtaların ölmesine neden oluyor. Bu türlü giderse gelecek yıllarda balık bulmakta zorlanacağız. Denizimizi kirletmeyelim. Balıklarımız azalıyor, denizde hayat azalıyor. Marmara Denizi’nin ölmesinin herkese ziyanı olur.”
Deniz yüzeyi sıcaklığı 16-17 dereceye çıkınca daha çok müsilaj görülmeye başlayacağını söz eden Dalarel, “Bir litre bile arıtılmamış suyun denize verilmemesi gerekiyor. Fabrikaların derin deşarjını önlemeliyiz. Teknelerimiz motorları inanılmaz ziyanlar gördü. Balıkçıların açılmaya korkuyor artık” dedi.
Gemlik’te kıyı kıyısına gelenler de ortaya çıkan kirli imgeden rahatsızlarını lisana getirdi ve önlenmesini istedi.
“Kıymetli mücevheri atık çukuruna çevirdik”
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi ve Marmara Denizi Aksiyon Planı Bilim ve Teknik Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, müsilajın yalnızca balıklar değil denizdeki tüm canlıların ömrünü tehdit ettiğini söyledi.
Marmara Denizi’ni bütün sonları ülke içinde yer alan “nadir ve değerli bir mücevher” olarak nitelendiren Sarı, ülke nüfusunun dörtte birinin ve endüstrinin kıymetli bölümünün Marmara Denizi etrafında olduğunu kaydetti.
Böylesine değerli bir denizin 50 yıldır atık çukuruna çevrildiğini vurgulayan Sarı, şöyle konuştu: “Evsel atıkların en uygun ihtimalle yarısını, sanayi atıklarının yalnızca yüzde 30’unu arıtıyoruz. Tarımsal atıkları hiç arıtmıyoruz. Bu kadar makûs kullanımın sonucunda Marmara Denizi hepsini bir anda temizleyebilecek miydi? Birikti, birikti ve artık taştı. ‘Ben sizinle yaşayamıyorum’ diyor Marmara Denizi. Müsilajla diyor bunu. Denizle kurulan yanlış bağlantının sonucudur müsilaj. 2021’de müsilajı gördük ve öyle bu türlü halledildi fakat Marmara’nın kirlilik yükünü azaltmadık.”
Çok uyardığını, aylardır denizin tabanından, canlılardan tehlikenin manzaralarını paylaştığını anlatan Sarı, “Şimdi müsilaj yüzeye çıktı. Kimse müsilajı yüzeye çıkmadan anlamadı, görmedi, kabul etmedi. 14 dereceyi geçti yüzey sıcaklıkları ve yoğun biçimde yüzeye çıkmaya başladı. Denizi kaybetmeden kirlilik yükünü azaltalım. Bir litre bile atık gitmemeli. Hemen ilgili tüm kurumlar bir ortaya gelmeli ve atık yükü azaltılmalı. Yoksa çok daha berbat günler bizi bekliyor” dedi. – BURSA
