By
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Beyazıt Meydanı’nda düzenlediği mitingde konuştu.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Beyazıt Meydanı’nda düzenlediği mitingde konuştu. Özel, “Bu meydan politik hafızası çok güçlü, çok canlı olan bir meydan. Hürriyet gayretinin, özgürlük çabasının kalbi burası. Her şey burada başladı. Pek çok şey burada bitti fakat bu meydan tarihi kıymetini hiç kaybetmedi. Bu meydanda direniş var. Bu meydanda itiraz var. Bu meydanda uğraş var. Bu meydanda yiğit kalpler, bu meydanda vatan için toprağa düşen vücutlar var. Vakit zaman bu meydana karanlık eller de uzandı. Kontrgerilla, derin devlet burada canlar aldı. Lakin bu meydan hiçbir vakit teslim olmadı, teslim olmayacak. Beyazıt Meydanı, bu meydan hürriyetin ve çabanın meydanı. Bu meydanı dolduran gençler, azim ve kararlılığın, yüksek şuurun, kumpaslara, bir ekip tuzaklara karşı her daim uyanık olmanın şuurunda olan gençlerdir. Bu meydan çabayı de bilir, kirli ellerin oyunlarını da bilir” dedi.
Özel, “Malum büyük bir çabanın içindeyiz. Çabamız demokrasiye dair. Özgürlüğe dair. Birileri bizim sokakta olmamızdan, hatta şeytanlaştırarak ‘Sokağa mı çağırıyorsun gençleri?’ dedi. Susalım, pusalım, oturalım, ondan korkalım diye. Dedim ki o vakit 19 Mart akşamında, ‘Sen şayet bunu yapıyorsan bize, demokrasiye, gençlere. Sen bir diploma iptali ile bu ülkede devletin verdiği her kağıdı değersizleştiriyosan, geleceği çalıyorsan, evet ben de sokağa çağırıyorum herkesi, sokağa çağırıyorum herkesi.’ Şayet o gün akşam üniversiteler sel olup gelmeyeydi, gençlerden cüret alıp o meydan dolmasaydı, 100 bin, 200 bin, 550 bin, 1 milyon 250 bin olup da şayet İstanbul’un geleceğine, Türkiye’nin geleceğine el uzatmasaydınız, umut olmasaydınız, kayyımı def etmeseydiniz, geleceğinize sahip çıkmasaydınız artık umut yoktu, moraller bozuktu, hepimiz evlerdeydik, hepimiz perişandık. Ancak sizler çağrıldınız, çıktınız. Meydanlara, sokaklara taştınız. Bu ülkenin yarınlarını kurtardınız. Hepinizin önünde hürmetle eğiliyorum. ve bu uğraştan korkanlar, ürkenler, muhalefet konutuna dönsün isteyenler, muhalefet konutta otursun isteyenler, asla ve asla teslim olmayacağımızı görünce bize bir mektup yazdılar. Mektubu da eli kanlı bir katille, bir evlat katili ile yolladılar. Şunu söylüyorlar, ‘Bak’ diyorlar ‘Bak, başımızı bozarsanız, direnmeye devam ederseniz bak ne yapıyorum. Sana bir katili yanına yolluyorum, onun şimdiki çıplak ellerini senin gözüne kadar getiriyorum.’ ‘Bu’ diyor ‘Evladına acımamış sana mı acıyacak?’ ‘Bu’ diyor, ‘Bir çocuğunu değil, ikisini öldürmüş. İki kez düşün, aklını başına topla’ diyor. ve diyor ki, ‘Bundan sonra biz planımızı uygulayacağız, Türkiye’nin geleceğine biz karar vereceğiz. Siz boyun eğeceksiniz.’ İşte o mektuba bir karşılık vermek icap ediyordu, mektubu aldım, okudum, anladım ve yazanlara karşılığım: Beyazıt Meydanı’dır. Ekrem Başkan’ı alıp da gelene kadar, İstanbul Üniversitesi’nden verilmiş helal diplomayı geri alana kadar, hak ettiğimiz seçim sandığını getirip iktidarı değiştirene kadar, o mektupta ben yokum. Ben meydandayım, sokaktayım, uğraşın içindeyim” dedi.
