By Almanya’da iç istihbarattan sorumlu Anayasayı Muhafaza Teşkilatı, son seçimlerden ikinci olarak çıkan Almanya için Alternatif (AfD) Partisi’ne ait yaptığı çalışmayı tamamladı.
BfV’nin yazılı açıklamasında, Köln Yönetim Mahkemesi ile Kuzey-Ren Vestfalya Yüksek Yönetim Mahkemesinin 2022 ve 2024 yıllarında verdikleri kararlarda, AfD’nin özgürlükçü demokratik sisteme karşı efor gösterdiğine dair çok sayıda emare bulunduğu için partinin “şüpheli vaka” olarak sınıflandırılmasını onayladığı hatırlatıldı.
“KESİN ÇOK SAĞCI BİR OLUŞUM”
“Bu bulgular, yapılan diğer incelemelerde doğrulanmış ve büyük ölçüde katılık kazanmıştır.” bilgisine yer verilen açıklamada, BfV’nin bugün prestijiyle AfD’yi bir bütün olarak insan onurunu hiçe sayan aşırılıkçı eğilimleri sebebiyle “kesin çok sağcı bir oluşum” olarak sınıflandırdığı kaydedildi.
Açıklamada, yapılan incelemelerde partide hakim olan etnik ve soya dayalı halk anlayışının özgür demokratik temel düzenle bağdaşmadığının tespit edildiği belirtildi.
“AZINLIK ZIDDI TELAFFUZLAR AÇIKCA GÖRÜLÜYOR”
Partinin, makul halk kümelerine bedelsiz statü vermeyi hedeflediği aktarılan açılamada, “Örneğin AfD, Müslüman ülkelerden gelen göçmen kökenli Alman vatandaşlarını parti tarafından etnik temelde tanımlanan Alman halkının eşit üyeleri olarak görmemektedir.” tabiri kullanıldı.
Belirli kişi ya da kümelere yönelik bu dışlayıcı halk anlayışının sistematik karalama ve küçümsemenin ideolojik temelini oluşturduğu aktarılan açıklamada, bunun parti yöneticilerinin daima lisana getirdiği yabancı düşmanı, azınlık aksisi, İslam ve Müslüman aykırısı söylemlerinde açıkça görüldüğü kaydedildi.
AfD’DEN BİRİNCİ REAKSİYON
Alman istihbaratının kararının akabinde AfD Eş Liderleri Alice Weidel ve Tino Chrupalla ise yaptıkları yazılı açıklamada, “Anayasayı Muhafaza Dairesinin bugün aldığı karar, Alman demokrasisi için önemli bir darbe niteliğindedir.” sözünü kullandı.
Weidel ve Chrupalla, BfV’nin açıklamasına ait şunları kaydetti: “Mevcut anketlere nazaran AfD, en güçlü partidir. Federal hükümetin vazifede yalnızca dört günü kaldı ve saklı servisin artık bir başkanı bile yok. Dolayısıyla ‘sözde kuşkulu olay olarak sınıflandırılma’ yasal olarak bağlayıcı değildir. Buna karşın AfD, hükümet değişikliğinden kısa bir mühlet önce bir muhalefet partisi olarak alenen itibarsızlaştırılıyor ve kriminalize ediliyor. Hasebiyle demokratik karar alma sürecine yönelik bu gayeli müdahalenin siyasi maksatlı olduğu açıktır. AfD, demokrasiyi tehlikeye atan bu iftiraya karşı kendisini yasal olarak savunmaya devam edecektir.”
YASAKLANACAK MI?
Alman istihbaratının kararının akabinde AfD’nin yasaklanıp yasaklanmayacağı da tartışma konusu oldu. Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Anayasayı Muhafaza Teşkilatının raporundaki sınıflandırmayı “çok dikkatli bir şekilde” hazırlandığını ve bu raporun herkes tarafından okunması gerektiğini söz etti.
AfD’nin yasaklanması için sürecin başlatılıp başlatılamayacağını pahalandıran Scholz, bu sürecin süratli bir halde yapılmasına karşı olduğunu vurguladı.
“ANAYASAL ENGELLER BULUNUYOR”
Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser ise AfD’nin “kesin çok sağcı bir oluşum” olduğunun tespit edildiğini söyledi. Faeser, AfD hakkında yasaklama sürecinin başlatılıp başlatılamayacağı konusunda ise anayasal manilerin bulunduğunu söyledi.
SEÇİMLERDE İKİNCİ PARTİ OLMUŞTU
AfD, 23 Şubat’ta yapılan erken genel seçimde yüzde 20,8 oranında oy alarak Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partilerinin ardından sandıktan ikinci parti olarak çıkmıştı.
